1991 karşıdevrimiyle yeni sömürgeye dönüşen Rusya halkının bağımsızlığına ve egemenliğine sahip çıkma yönündeki sistemli çabalarının uluslararası boyuttaki bir parçası olarak Rusya’nın girişimi ve Çin’in büyük desteğiyle 2009’da kurulan BRİCS 22-24 Ağustos 2023’te Güney Afrika Cumhuriyetinde yapılan 15. Zirve Toplantısında genişleme kararı aldı.

Adı Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyetinin İngilizce adlarının baş harflerinden üretilen BRİCS topluluğu, 1 Ocak 2024’ten itibaren 11 ülkeden oluşan bir yapı olacak. Topluluğun yeni üyeleri Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya, İran, Mısır ve Suudi Arabistan.

BRİCS’e resmen üyelik başvurusunda bulunan 22 ülke vardı. Kabul edilen altı ülkenin ardından önümüzdeki yıllarda çok sayıda yeni üyenin de BRİCS’e katılması bekleniyor.

BRİCS’in anlam ve önemi

BRİCS’in 11 üyeye çıkması dünyada ABD’nin başını çektiği emperyalist G7 grubunun yıpranan dünya egemenliğinin daha da gerilemesi anlamına geliyor. Amerika, Almanya, Japonya, İngiltere, Fransa, Kanada ve İtalya, her türlü engelleme çabasını göstermelerine rağmen Rusya’yı ve Çin’i yalnızlaştıramadıkları gibi, eski sadık kullarını kendi hizalarında tutmayı da başaramadılar.

Amerikan emperyalizminin ve küçük emperyalist ortaklarının tek merkezli dünya hayali daha da delik deşik oldu. Sömürgeciliğe dönüş, dünyayı yeniden köleleştirme planları uygulanamayacak. Çok kutuplu, daha doğrusu emperyalist blok ve karşıtları şeklinde iki kutuplu dünyaya gidiş eğilimi daha da güçleniyor.

BRİCS GENİŞLEDİ

Yeni üyeler

Yeni üyelerin dağılımına bakıldığında, Afrika’da Güney Afrika Cumhuriyetinin yanına Etiyopya ve Mısır eklendi. Latin Amerika’da Brezilya’nın yanına Arjantin eklendi. Asya’da Rusya, Çin ve Hindistan’ın yanına Batı Asya’dan İran, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan eklendi.

Suudi Arabistan dünyanın en büyük petrol ihracatçısı çok zengin bir ülke. Birleşik Arap Emirlikleri dünya ticaretinde önemli bir merkez ve çok zengin bir ülke. İran uzun yıllardır emperyalizmin ambargo ve ablukalarıyla boğuştuğu için ekonomik gücünü ortaya koyamayan fakat çok zengin doğal kaynaklara sahip büyük bir ülke. Arjantin büyük bir ekonomi fakat sık sık İMF’nin kapısına gitmek zorunda kalan bir ülke. Etiyopya yoksul ama doğal kaynakları çok zengin büyük bir ülke. Mısır Arap dünyasının ve Afrika’nın yoksul ama çok dinamik büyük ülkesi.

Suudi Arabistan Amerikan emperyalizminin İkinci Dünya savaşından sonra kurduğu dünya egemenliği sisteminin anahtar ülkelerinden biriydi. Birleşik Arap Emirlikleri de yakın döneme kadar ABD’yi körü körüne izleyen ve her karşıdevrimci kumpasında onun işlerini yürüten işbirlikçi bir ülkeydi. Kuşkusuz, her ikisi de emperyalist blokla ilişkilerinden vazgeçmeyecekler ama kendilerini dünya ve bölge ölçeğinde denge kurmak zorunda hissetmeleri bile başlı başına önemli bir gelişme.

AKP BRİCS’e soğuk

AKP iktidarı ekonomik sıkışmışlık içinde emperyalist blokla ilişkilerini düzeltmek için uğraşırken başka alanlarda Rusya, Çin ve İran’la kurduğu denge politikasını BRİCS’e ve BRİCS genişlemesine uzatmayı tercih etmedi. BRİCS’ten uzak durdu.

BRİCS GENİŞLEDİ

Ne var ki, İran Türkiye’nin sınır komşusu ve BRİCS üyesi oldu. AKP’nin güttüğü Müslüman Kardeşler örgütüne destek politikası nedeniyle Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleriyle Türkiye’nin arası yaklaşık on yıldır bozuktu. AKP yakın zamanlarda bu üç ülkeyle ilişkileri düzeltmek için geri adımlar attı. İlişkileri düzeliyor. Üstelik, AKP, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinden ivedilikle büyük sermaye girişi sağlamak istiyor.

İran’ın yanı sıra bölge ve dünya dengelerinde önemli rol oynayan üç ülkenin de BRİCS’e katılması, AKP siyasetini nasıl etkileyecek, göreceğiz.

Sorunlar

Kuşkusuz BRİCS’in genişlemesini her derde deva tek boyutlu bir süreç olarak değerlendirmemek gerekir. Toz pembe bir tablo çizmek yanlış olur. Ortada ciddi sorunlar da var. Emperyalist blokun etkisi kendini BRİCS saflarında da gösteriyor.

Örneğin, itibarsız Uluslararası Ceza Mahkemesinin emperyalist blokun dayatmasıyla Putin’e yönelik çıkardığı tutuklama emrini gerekçe gösteren Güney Afrika Cumhuriyeti yönetimi Putin’in BRİCS toplantısına fiziksel olarak katılmasını istemedi. Putin’in toplantıya sanal olarak katılmasında ısrarcı oldu. Oysa Uluslararası Ceza Mahkemesi izlediği sistemli ayrımcı politikalar nedeniyle zaten özellikle Afrika’da hiç saygınlığı kalmamış olan bir kurum. Güney Afrika Cumhuriyeti, kurumla ilgili anlaşmadan, başka Afrika ülkelerinin yaptığı gibi, halkın destek tezahüratı eşliğinde kolayca çekilebilirdi.

Bir başka örnek, BRİCS’in kurduğu Yeni Kalkınma Bankasının ABD ve AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlardan korkarak Rusya’da yürütülecek bir projeye yatırım desteği sağlama yolunu bir türlü bulamaması.

Başta Çin ve Hindistan olmak üzere, BRİCS üyeleri arasında da hem de çok çeşitli sorunlar var.

Gelişmelerin yönü

Fakat asıl olan sorunların varlığı değil, gelişmelerin yönü. BRİCS’i ve BRİCS’in genişlemesini değerlendirirken ana eğilimin ne olduğuna bakmalıyız. Çok farklı ülkeler, kendi aralarındaki sorunlara ve emperyalizmin tehditlerine rağmen bir araya geliyor, birliklerini geliştirmeye uğraşıyor ve emperyalizmin etki alanından yavaş yavaş da olsa uzaklaşıyor.

Bu nesnel olgu, her ülkede, her bölgede, bütün dünyada emperyalist blokun planlarını baltalıyor, blok içinde kargaşa yaratıyor. Tersinden söyleyecek olursak, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı tutarlı mücadele eden emekçi halkların, ulusal demokratik güçlerin işini kolaylaştırıyor, devrimci mücadeleyi güçlendiriyor.

BRİCS’e başarılar diliyoruz. Türkiye’nin de BRİCS’e katılmasını talep ediyoruz.

Paylaş