Ardında çok sayıda kitap, yazı ve fikir bırakan Hint asıllı Marksist düşünür, filozof, edebiyat kuramcısı Aijaz Ahmad 9 Mart 2022’de aramızdan ayrıldı. Tüm dünyada komünist partiler, sosyalist hareketler ve ilericiler Ahmad’ın yaşamını yitirmesini büyük bir kayıp olarak nitelendirirken Hindistan Komünist Partisi-Marksist ise Ahmad’ın marksizmi savunan yazılarının nesillere ilham vereceğini belirtti.

Aijaz Ahmad 1941 yılında Hindistan’ın Uttar Pradeş eyaletinde doğdu ve sonrasında ailesiyle birlikte Pakistan’a yerleşti. Küçük yaştan itibaren sosyalizme ilgi duyan Ahmad, sosyalizmi öğrenme sürecini okul sıralarından kafelere ve parti hücrelerine değin birçok alanda sürdürdü. Akademik alandaki öğrenme sürecini ise tutkusu olan şiir ve politika eğitimini aldığı Urdu Dili’nde tamamladı. Pakistan’daki sol hareketlerle temas hâlinde olan Ahmad, burada yöneticilerin dikkatini fazlasıyla çektiğinden New York’a yerleşti.

Yaşamı boyunca birçok farklı ülkede ve birçok üniversitede akademisyenlik yapan Ahmad, ezilenlerin sesini üniversite kürsülerinden yükseltti. Sadece üniversitelerde değil, Hindistan’da yayınlanan Frontline dergisi, sosyalist bir dergi olan Monthly Review gibi birçok yayında ve panellerde, söyleşilerde antiemperyalist çizgiyi savunan ünlü filozof, 1980’de Hindistan’a döndüğünde çalışmalarını özellikle postmodernizm, postkoloniyalizm ve ABD ile kurulmak istenen yeni dünya düzeni üzerine yoğunlaştırdı.

Siyaset ve edebiyat alanında çok sayıda incelemesi ve kitabı bulunan Aijaz Ahmad’ın Türkçeye çevrilen iki kitabı bulunuyor.

İlki 1995 yılında yayınlanan Teoride Sınıf, Ulus, Edebiyat/ Jameson, Salman Rüşdi, Edward Said Eleştirisi adlı kitabında, emperyalizm bağlamını göz önünde tutarak edebiyat eleştirisini Marksist bir çizgiyle inceleyen Ahmad ayrıca kimi liberal edebiyat kuramlarını da mercek altına alıyor.

Irak, Afganistan ve Çağımızın Emperyalizmi kitabında ise Amerika’nın Irak’ı nasıl bir yalanlar zinciriyle işgal ettiğini anlatan Hintli düşünür, aynı zamanda “Amerika’nın kötü şöhretli ‘teröre karşı savaşı’nın ilk başladığı yer olan”1 Afganistan’ın Amerika tarafından işgaline de dikkat çekiyor. Amerikan emperyalizminin sunî tartışmalarla ve ne yazık ki soldaki kimi kafa karışıklıklarıyla yumuşatılmasına karşın, Ahmad’ın söz konusu kitabındaki bir tespitini hatırlatmayı yerinde görüyoruz: “Açık veya gizli olarak, ABD, bütçesinin yaklaşık yarısını orduya harcamaktadır ve bu miktar kendisinden sonra gelen yirmi beş ülkenin toplam askerî bütçelerinden daha fazladır. Bu kesinlikle dünyanın fethi çılgınlığıyla bağlantılıdır, ancak aynı zamanda ABD’de savaş kadar kârlı bir iş dalı olmadığı ve ABD burjuvazisi içindeki hâkim grupların genellikle savaş malzemesi tedarikiyle doğrudan bağlantılı oldukları anlamına gelmektedir.”2

Özellikle emperyalist çevrelerce Marksizm düşüncesinin içinin boşaltılmaya ve itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde yazdıklarıyla ve yaptıklarıyla bir aydının nasıl olması gerektiğini hatırlatan Ahmad, yeniden toparlanma döneminde sadece kendi memleketinde değil, tüm dünyada ezilenlerden ve emekçilerden yana mücadele edenlere pusula oldu. Bugün dünya siyasetinde de gördüğümüz gibi Aijaz Ahmad’ın tespitleri hâlâ geçerliliğini koruyor. Ancak Amerikan emperyalizminin sağından sol görünümlüsüne neredeyse tüm dünyadaki medyayı bir koro olarak işleterek kitleleri uyutma emellerine karşın, aydınların rolünün bu akıntıyı tersine çevirmede ne kadar etkili olduğunu biliyoruz.

Aijaz Ahmad’ın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

1 Aijaz Ahmad, Irak, Afganistan ve Çağımızın Emperyalizmi, çev. Kubilay Geçikli, İsmail Avcu, Otonom Yayınları, 2012, sf. 249.

2 Aijaz Ahmad, a.g.e., sf. 175

Paylaş