ÇEVİRMEN: FATMA ŞENDEN ZIRHLI


Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir V. Putin 4 Şubat 2022’de Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping’in davetlisi olarak Çin’i ziyaret etti.

Devlet Başkanları Pekin’de görüştüler ve 24. Kış Olimpiyatlarının açılış törenine katıldılar.

Bundan böyle taraflar olarak anılacak olan Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti şu konularda açıklamada bulundular.

Bugün dünya çok önemli değişikliklerden geçiyor ve insanlık yeni bir hızlı gelişim ve derin dönüşüm çağına giriyor. Çok kutupluluk, ekonomik küreselleşme, bilgi toplumunun ortaya çıkışı, kültürel çeşitlilik, küresel yönetişim mimarisinin dönüşümü ve dünya düzeni gibi süreçlerin ve fenomenlerin gelişimine tanık oluyor; devletler arasında artan bir karşılıklı ilişki ve bağımlılık var; dünyada gücün yeniden dağıtılmasına yönelik bir eğilim ortaya çıktı; ve uluslararası toplum, barışçıl ve kademeli kalkınmayı hedefleyen liderliğe artan bir talep gösteriyor.

Aynı zamanda, yeni koronavirüs enfeksiyonu salgını devam ederken uluslararası ve bölgesel güvenlik durumu karmaşıklaşıyor, küresel zorlukların ve tehditlerin sayısı günden güne artıyor. Uluslararası ölçekte azınlığı temsil eden bazı aktörler, uluslararası sorunların ele alınmasında tek taraflı yaklaşımları savunmaya ve güce başvurmaya devam etmekte; diğer devletlerin içişlerine müdahale ederek onların meşru hak ve çıkarlarını ihlal etmekte ve uluslararası toplumun muhalefetine karşı çelişkileri, farklılıkları, çatışmaları körükleyerek insanlığın gelişmesini ve ilerlemesini engellemektedir.

Taraflar, tüm devletleri herkesin refahını gözetmeye, bu amaçlarla diyalog ve karşılıklı güven inşa etmeye, karşılıklı anlayışı güçlendirmeye, barış, kalkınma, eşitlik, adalet, demokrasi, özgürlük gibi evrensel insani değerleri savunmaya, tüm devletlere saygı duymaya, halkların kendi ülkelerinin kalkınma yollarını, devletlerin egemenliğini, güvenlik ve kalkınma çıkarlarını bağımsız olarak belirleme haklarını, Birleşmiş Milletler odaklı uluslararası mimariyi ve uluslararası hukuka dayalı dünya düzenini korumaya, daha demokratik uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi ve dünya çapında barış, istikrar, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için Güvenlik Konseyiyle merkezi ve koordine edici bir rol oynayan Birleşmiş Milletler ile gerçek çok kutupluluğu aramaya çağırıyorlar.

I

Taraflar, demokrasinin sınırlı sayıda devletin ayrıcalığından ziyade evrensel bir insani değer olduğu ve demokrasinin geliştirilmesinin, korunmasının tüm dünya toplumunun ortak bir sorumluluğu olduğu anlayışını paylaşıyorlar.

Taraflar, demokrasinin, nüfusun refahını artırmak ve halk hükümeti ilkesini uygulamak amacıyla vatandaşların kendi ülkelerinin yönetimine katılımının bir aracı olduğuna inanmaktadır. Demokrasi, kamu yaşamının tüm alanlarında ülke çapında bir sürecin parçası olarak uygulanır ve tüm halkın çıkarlarını, iradesini yansıtır, haklarını garanti eder, ihtiyaçlarını karşılar ve çıkarlarını korur. Ülkelere demokrasiyi tesis etmede rehberlik edecek, herkese uyan tek bir şablon yoktur. Bir ulus, sosyal ve politik sistemine, tarihsel geçmişine, geleneklerine ve benzersiz kültürel özelliklerine dayanarak kendi durumuna en uygun demokrasiyi uygulama biçimlerini ve yöntemlerini seçebilir. Devletinin demokratik olup olmadığına karar vermek sadece ülke halkına bağlıdır.

Taraflar, zengin kültürel ve tarihî mirasa sahip dünya güçleri olarak Rusya ve Çin’in, binlerce yıllık kalkınma deneyimine, geniş halk desteğine, vatandaşların ihtiyaç ve çıkarlarının dikkate alınmasına dayanan uzun süredir devam eden demokrasi geleneklerine sahip olduğuna dikkat çekiyorlar. Rusya ve Çin, halklarına, yasalara uygun olarak devlet ve kamu yaşamında çeşitli araçlarla ve çeşitli biçimlerde yer alma hakkını garanti eder. Her iki ülkenin halkı da seçtikleri yoldan emindir ve diğer devletlerin demokratik sistemlerine ve geleneklerine saygı duyar.

Taraflar, demokratik ilkelerin devlet yönetiminde olduğu kadar küresel düzeyde de uygulandığına dikkat çekiyorlar. Bazı devletlerin diğer ülkelere kendi “demokratik standartlarını” dayatması, demokratik kriterlere uygunluk düzeyini değerlendirme hakkını tekelleştirmesi, dışlayıcı bloklar ve çıkar ittifakları kurmak da dahil olmak üzere ideoloji temelinde ayrım çizgileri çizme girişimleri, demokrasiyi küçümsemekten başka bir şey değildir, demokrasinin ruhuna ve gerçek değerlerine aykırıdır. Bu tür hegemonya girişimleri, küresel, bölgesel barış ve istikrara ciddi tehditler oluşturmakta ve dünya düzeninin istikrarını baltalamaktadır.

Taraflar, demokrasi ve insan hakları savunuculuğunun diğer ülkeler üzerinde baskı oluşturmak için kullanılmaması gerektiğine inanıyorlar. Demokrasiyi ve insan haklarını koruma bahanesiyle demokratik değerlerin kötüye kullanılmasına, egemen devletlerin iç işlerine müdahale edilmesine, dünyadaki her türlü bölünme ve çatışmayı kışkırtma girişimlerine karşı çıkıyorlar. Taraflar, uluslararası toplumu kültürel, medeniyet çeşitliliğine ve farklı ülkelerin halklarının kendi kaderini tayin etme haklarına saygı duymaya çağırıyor. Gerçek demokrasiyi teşvik etmek için tüm ilgili ortaklarla birlikte çalışmaya hazırlar.

Taraflar, Birleşmiş Milletler Şartı ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin evrensel insan hakları alanında asil hedefler belirlediğini, tüm devletlerin dikkat etmesi ve eylemlerinde uyması gereken temel ilkeleri ortaya koyduğunu belirtiyorlar. Aynı zamanda, her ulusun kendine özgü ulusal özellikleri, tarihi, kültürü, sosyal sistemi ile sosyal ve ekonomik gelişme düzeyi olduğu için, insan haklarının evrensel doğası her ülkedeki gerçek durumun prizmasından görülmelidir, insan hakları, her ülkedeki özel duruma ve nüfusunun ihtiyaçlarına göre korunmalıdır. İnsan haklarının geliştirilmesi ve korunması, uluslararası toplumun ortak bir sorumluluğudur. Devletler, tüm insan hakları kategorilerine eşit derecede öncelik vermeli ve bunları sistematik bir şekilde teşvik etmelidir. Uluslararası insan hakları işbirliği, tüm ülkeleri kapsayan eşitler arasında bir diyalog olarak yürütülmelidir. Bütün devletler gelişme hakkına eşit erişime sahip olmalıdır. İnsan hakları konularında etkileşim ve işbirliği, uluslararası insan hakları mimarisinin güçlendirilmesi adına tüm ülkelerin eşitliği ve karşılıklı saygı ilkesine dayanmalıdır.

II

Taraflar, çağdaş uluslararası sistemin merkezinde barış, kalkınma ve işbirliğinin yattığına inanıyor. Kalkınma, ulusların refahını sağlamada önemli bir itici güçtür. Devam eden yeni koronavirüs enfeksiyonu salgını, BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin yerine getirilmesi için ciddi bir zorluk teşkil ediyor. Küresel kalkınma adına ortaklık ilişkilerini geliştirmek, küresel kalkınmanın yeni aşamasının denge, uyum ve kapsayıcılık ile tanımlanmasını sağlamak hayati önem taşımaktadır.

Taraflar, çeşitli alanlarda Avrasya Ekonomik Birliği ile Çin arasındaki pratik işbirliğini yoğunlaştırmak, Asya Pasifik ve Avrasya bölgeleri arasında daha fazla karşılıklı bağlantıyı teşvik etmek amacıyla Avrasya Ekonomik Birliği ile Kuşak ve Yol Girişimi için kalkınma planlarını birbirine bağlamak üzere çalışmalarını geliştirmeye çalışıyorlar. Taraflar, Avrasya kıtasındaki halkların yararına bölgesel birliklerin, ikili ve çok taraflı entegrasyon süreçlerinin geliştirilmesini teşvik etmek için Kuşak ve Yol inşasına paralel ve koordineli olarak Büyük Avrasya Ortaklığını inşa etmeye odaklandıklarını bir kez daha teyit ederler.

Taraflar, Kuzey Kutbu’nun sürdürülebilir kalkınması için pratik işbirliğini sürekli olarak yoğunlaştırmaya devam etme konusunda anlaştılar.

Taraflar, Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere çok taraflı mekanizmalar içindeki işbirliğini güçlendirecek ve uluslararası toplumu küresel makro-politika koordinasyonunda kalkınma konularına öncelik vermeye teşvik edecek. Gelişmiş ülkeleri, kalkınma yardımı konusundaki resmî taahhütlerini iyi niyetle yerine getirmeye, gelişmekte olan ülkelere daha fazla kaynak sağlamaya, devletlerin eşitsiz gelişimini ele almaya, devletler içindeki bu tür dengesizlikleri gidermeye çalışmaya, küresel ve uluslararası kalkınma işbirliğini ilerletmeye çağırıyorlar. Rus tarafı, BM desteğiyle Küresel Kalkınma Girişimi Dostları Grubu’nun faaliyetlerine katılım da dahil olmak üzere Çin tarafından önerilen Küresel Kalkınma Girişimi üzerinde çalışmaya devam etmeye hazır olduğunu teyit eder. Taraflar, BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin uygulanmasını hızlandırmak için uluslararası toplumu yoksulluğun azaltılması, gıda güvenliği, aşılar ve salgın hastalıkların kontrolü, kalkınma için finansman, iklim değişikliği; yeşil kalkınma, sanayileşme, dijital ekonomi ve altyapı bağlantısı dahil olmak üzere sürdürülebilir kalkınma gibi kilit işbirliği alanlarında pratik adımlar atmaya çağırıyor.

Taraflar, uluslararası toplumu bilimsel ve teknolojik gelişme için açık, eşit, adil ve ayrımcı olmayan koşullar yaratmaya, ekonomik büyümenin yeni itici güçlerini belirlemek için bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin pratik uygulamasını hızlandırmaya çağırıyor.

Taraflar, tüm ülkeleri sürdürülebilir ulaşımda işbirliğini güçlendirmeye, akıllı ulaşım ve sürdürülebilir ulaşım, Kuzey Kutbu rotalarının geliştirilmesi ve kullanımı dahil olmak üzere ulaşım tesislerinin inşasında aktif olarak temaslar kurmaya, bilgi paylaşmaya ve ayrıca salgın sonrası küresel iyileşmeyi desteklemek için diğer alanları geliştirmeye çağırıyor.

Taraflar ciddi adımlar atıyor ve iklim değişikliği ile mücadeleye önemli katkı sağlıyorlar. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin kabulünün 30. yıldönümünü birlikte kutlayarak bu Sözleşmeye ve ortak ama farklılaşmış sorumluluklar ilkesi de dahil olmak üzere Paris Anlaşması’nın amaçlarına, ilkelerine, hükümlerine olan bağlılıklarını yeniden teyit ediyorlar. Taraflar, Paris Anlaşması’nın tam ve etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak için birlikte çalışırlar, üstlendikleri yükümlülükleri yerine getirmeye bağlı kalırlar ve gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere yıllık 100 milyar dolarlık iklim finansmanını fiilen sağlamasını bekliyorlar. Taraflar, iklim değişikliğiyle mücadele bahanesiyle uluslararası ticarete yeni engeller konulmasına karşı çıkıyorlar.

Taraflar, ilgili küresel yönetişim sürecine aktif olarak katılarak biyolojik çeşitlilik alanında uluslararası işbirliği ve değişimlerin gelişimini güçlü bir şekilde desteklemekte, sürdürülebilir küresel kalkınmayı sağlamak için yeşil dönüşümün yanı sıra insanlığın ve doğanın uyumlu gelişimini ortaklaşa teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

Devlet Başkanları, COVID-19 salgınıyla mücadeleye, iki ülke nüfusunun ve dünya halklarının yaşamının, sağlığının korunmasına odaklanan Rusya ve Çin arasındaki ikili ve çok taraflı etkileşimi olumlu değerlendiriyorlar. Yeni koronavirüs enfeksiyonuna karşı aşıların yanı sıra tedavisi için tıbbi ilaçların geliştirilmesi ve üretiminde işbirliğini daha da artıracaklar, halk sağlığı ve modern tıpta işbirliğini geliştirecekler. Taraflar, iki ülke vatandaşları arasındaki temaslarda sağlık, güvenlik ve düzenin güçlü bir şekilde korunmasını sağlamak için epidemiyolojik önlemler konusunda koordinasyonu güçlendirmeyi planlıyor. Taraflar, iki ülkenin yetkili makamları ve bölgelerinin, sınır bölgelerinde karantina önlemlerinin uygulanması ve sınır geçiş noktalarının istikrarlı bir şekilde işletilmesinin sağlanması konusundaki çalışmalarını takdir ediyorlar ve sınır kontrol noktalarında salgına karşı alınacak önlemleri ortaklaşa planlamak, bilgi paylaşmak, altyapı oluşturmak ve malların gümrük işlemlerinin etkinliğini artırmak amacıyla sınır bölgelerinde salgının kontrolü ve önlenmesi için ortak bir mekanizma kurmayı değerlendirmeyi düşünüyorlar.

Taraflar, yeni koronavirüs enfeksiyonunun kökenini belirlemenin bir bilim meselesi olduğunu vurguluyor. Bu konudaki araştırmalar, küresel bilgiye dayanmalıdır ve bu, dünyanın her yerinden bilim insanları arasında işbirliğini gerektirir. Taraflar bu konunun siyasallaştırılmasına karşı çıkıyorlar. Rus tarafı, yeni koronavirüs enfeksiyonunun kaynağını belirlemek için Çin ve DSÖ tarafından ortaklaşa yürütülen çalışmaları memnuniyetle karşılıyor ve konuyla ilgili Çin-DSÖ ortak raporu destekliyor. Taraflar, küresel toplumu, koronavirüsün kökeninin araştırılması konusunda ciddi bilimsel bir yaklaşım gösterilmesini ortaklaşa teşvik etmeye çağırıyor.

Rus tarafı, 2022’de Pekin’deki Kış Olimpiyat ve Paralimpik Oyunlarına Çin tarafının başarılı bir şekilde ev sahipliği yapmasını destekliyor.

Taraflar, sporda ve olimpik harekette ikili işbirliği düzeyini önemsiyor ve daha da artarak gelişimine katkıda bulunmaya hazır olduklarını ifade ediyorlar.

III

Taraflar, ciddi uluslararası güvenlik sorunlarından ciddi şekilde endişe duyuyor ve tüm ulusların kaderlerinin birbirine bağlı olduğuna inanıyor. Hiçbir devlet, kendi güvenliğini dünyanın geri kalanının güvenliğinden ayrı olarak ve diğer devletlerin güvenliği pahasına sağlayamaz veya sağlamamalıdır. Uluslararası toplum, evrensel, kapsamlı, bölünmez ve kalıcı güvenliği sağlamak için küresel yönetişime aktif olarak dahil olmalıdır.

Taraflar, temel çıkarlarının, devlet egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik güçlü karşılıklı desteği yeniden teyit ediyor ve dış güçlerin içişlerine müdahalesine karşı çıkıyorlar.

Rus tarafı, Tek Çin ilkesine desteğini yeniden teyit etmekte, Tayvan’ın Çin’in ayrılmaz bir parçası olduğunu teyit etmekte ve Tayvan’ın her türlü bağımsızlığına karşı çıkmaktadır.

Rusya ve Çin, dış güçlerin ortak komşu bölgelerinde güvenlik ve istikrarı baltalama girişimlerine karşı duruyor, hangi bahaneyle olursa olsun dış güçlerin, egemen ülkelerin iç işlerine müdahalesine karşı koymayı, renkli devrimlere karşı çıkmayı ve yukarıda belirtilen alanlarda işbirliğini artırmayı hedefliyorlar.

Taraflar terörü tüm tezahürleriyle kınıyor, Birleşmiş Milletler’in merkezi bir rol oynayacağı tek bir küresel terörle mücadele cephesi oluşturma fikrini destekliyor, çok taraflı terörle mücadele çabalarında daha güçlü siyasi koordinasyonu ve yapıcı katılımı savunuyor. Taraflar, terörle mücadele konularının siyasallaştırılmasına ve çifte standart politikasının araçları olarak kullanılmasına karşı çıkıyorlar, terörist ve aşırılık yanlısı grupların yanı sıra gerek terör örgütlerinin kullanımı yoluyla gerekse uluslararası terörizm ve aşırıcılıkla mücadele etme bahanesi ile jeopolitik amaçlarla diğer devletlerin içişlerine müdahale uygulamasını kınıyorlar.

Taraflar, belirli devletlerin, askerî ve siyasi ittifakların ve koalisyonların, haksız rekabet uygulamaları kullanmak da dahil olmak üzere, jeopolitik rekabeti yoğunlaştırmak, düşmanlığı ve çatışmayı körüklemek de dahil olmak üzere, başkalarının güvenliğine zarar verecek şekilde, doğrudan veya dolaylı olarak tek taraflı askerî avantajlar elde etmeye çalıştıklarına ve uluslararası güvenlik düzenini ve küresel stratejik istikrarı ciddi şekilde baltalamaya çalıştıklarına inanıyorlar. Taraflar, NATO’nun daha da genişlemesine karşı çıkıyor ve Kuzey Atlantik İttifakını ideolojik soğuk savaş yaklaşımlarından vazgeçmeye, diğer ülkelerin egemenliğine, güvenliğine ve çıkarlarına; uygarlık, kültürel, tarihi geçmişlerinin çeşitliliğine saygı duymaya, adil davranmaya ve diğer devletlerin barışçıl gelişimine yönelik nesnel tutum almaya çağırıyorlar. Taraflar, Asya-Pasifik bölgesinde kapalı blok yapılarının ve karşı kampların oluşmasına karşı çıkıyorlar, ABD’nin Hint-Pasifik stratejisinin bölgedeki barış ve istikrar üzerindeki olumsuz etkisi konusunda son derece ihtiyatlılar. Rusya ve Çin, Asya-Pasifik Bölgesi’nde (APR) üçüncü ülkelere yönelik olmayan ve barış, istikrar, refahı teşvik eden eşitlikçi, açık, kapsayıcı bir güvenlik sistemi inşa etmek için tutarlı çabalar göstermiştir.

Taraflar, Beş Nükleer Silaha Sahip Ülke Liderlerinin Nükleer Savaşı Önleme ve Silahlanma Yarışlarından Kaçınma Konulu Ortak Bildirisini memnuniyetle karşılar ve tüm nükleer silaha sahip devletlerin soğuk savaş zihniyetini ve sıfır toplamlı oyunları terk etmeleri, ulusal güvenlik politikalarında nükleer silahların rolünü azaltmaları, yurt dışında konuşlandırılan nükleer silahları geri çekmeleri, küresel anti-balistik füze savunma (ABM) sisteminin sınırsız gelişimini ortadan kaldırmaları ve askerî nükleer yeteneklere sahip ülkeler arasında nükleer savaş ve herhangi bir silahlı çatışma riskini azaltmak için etkin adımlar atmaları gerektiğine inanırlar.

Taraflar, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nın, savaş sonrası uluslararası güvenlik sisteminin önemli bir parçası olan uluslararası silahsızlanma ve nükleer silahların yayılmasını önleme sisteminin temel taşı olduğunu, dünya barışı ve kalkınmasında vazgeçilmez bir rol oynadığını teyit ederler. Uluslararası toplum, Antlaşma’nın üç şartının dengeli bir şekilde uygulanmasını desteklemeli ve belgenin güvenilirliğini, etkinliğini ve evrensel yapısını korumak için birlikte çalışmalıdır.

Taraflar, stratejik istikrar içeren alanlarda üyeleri arasında daha derin bir işbirliği sağlayan Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık (AUKUS) arasındaki üçlü güvenlik ortaklığından, özellikle de nükleer güçle çalışan denizaltılar alanında işbirliği başlatma kararları konusunda ciddi endişe duymaktadır.

Rusya ve Çin, bu tür eylemlerin Asya-Pasifik bölgesinin güvenlik ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine aykırı olduğuna, bölgede silahlanma yarışı tehlikesini artırdığına ve nükleer silahlanma konusunda ciddi riskler oluşturduğuna inanıyor. Taraflar bu tür hareketleri şiddetle kınıyor ve AUKUS katılımcılarını nükleer ve füzelerin yayılmasını önleme taahhütlerini iyi niyetle yerine getirmeye, bölgede barışı, istikrarı ve kalkınmayı korumak için birlikte çalışmaya çağırıyor.

Japonya’nın, tahrip olan Fukuşima nükleer santralinden nükleer kirlenmeye maruz kalmış suyu okyanusa salma planları ve bu tür eylemlerin potansiyel çevresel etkisi tarafları derinden endişelendiriyor. Taraflar, nükleer kirlenmeye maruz kalmış suyun bertarafının sorumlulukla ele alınmasının ve Japon tarafı ile komşu devletler, diğer ilgili taraflar ve ilgili uluslararası kuruluşlar arasındaki düzenlemelere dayalı olarak şeffaflık sağlanarak bilimsel muhakeme ışığında ve uluslararası hukuka uygun olarak yürütülmesinin önemine işaret ediyorlar.

Taraflar, ABD’nin Orta Menzilli ve Daha Kısa Menzilli Füzelerin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Antlaşma’dan çekilmesinin, orta ve daha kısa menzilli kara füzelerinin araştırılmasının, geliştirilmesinin hızlandırılması ve bunları Asya-Pasifik ve Avrupa bölgelerinde konuşlandırma ve ayrıca müttefiklere devretme arzusunun, gerilimin ve güvensizliğin artışına neden olduğuna, uluslararası ve bölgesel güvenliğe yönelik riskleri artırdığına, uluslararası silahsızlanmanın önlenmesine ve silah kontrol sisteminin zayıflamasına yol açtığına, küresel stratejik istikrarı baltaladığına inanıyorlar. Taraflar Amerika Birleşik Devletleri’ni Rus girişimine olumlu yanıt vermeye ve Asya-Pasifik bölgesi ile Avrupa’da orta menzilli ve daha kısa menzilli kara tabanlı füzeler yerleştirme planlarından vazgeçmeye çağırıyor. Taraflar bu konudaki temasları sürdürmeye ve koordinasyonu güçlendirmeye devam edecek.

Çin tarafı, Rusya Federasyonu’nun Avrupa’da uzun vadeli yasal olarak bağlayıcı güvenlik garantileri oluşturmaya yönelik öne sürdüğü teklifleri paylaşıyor ve destekliyor.

Taraflar, Amerika Birleşik Devletleri’nin bir dizi önemli uluslararası silah kontrol anlaşmasını feshetmesinin, uluslararası ve bölgesel güvenlik ve istikrar üzerinde son derece olumsuz bir etkisi olduğuna dikkat çekiyor. Taraflar ABD’nin küresel füze savunması sistemi geliştirme ve sistemin unsurlarını dünyanın çeşitli bölgelerinde konuşlandırma planlarını ilerletmesine ek olarak silahsızlandırıcı vuruşlar ve diğer stratejik hedefler için nükleer olmayan yüksek hassasiyetli silahların yeteneklerini artırma gayretine yönelik endişelerini dile getiriyorlar. Taraflar, uzayın barışçıl kullanımlarının önemini vurguluyor, BM Dış Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi’nin uluslararası işbirliğini teşvik etme, uzay faaliyetleri alanında uluslararası uzay hukukunu ve düzenlemesini sürdürme ve geliştirmedeki merkezi rolünü kuvvetle destekliyorlar. Rusya ve Çin, uzay faaliyetlerinin uzun vadeli sürdürülebilirliği ve uzay kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanımı gibi karşılıklı çıkarları ilgilendiren konularda işbirliğini artırmaya devam edecektir. Taraflar, bazı devletlerin dış uzayı silahlı bir çatışma alanına çevirme girişimlerine karşı çıkıyor ve uzayın silahlanmasını ve uzayda bir silahlanma yarışını önlemek için gerekli tüm çabayı gösterme niyetlerini yineliyorlar. Taraflar, uzayda askerî üstünlük elde etmeyi ve uzayı askerî operasyonları için kullanmayı amaçlayan faaliyetlere karşı koyacaklar. Taraflar, silahlanma yarışına ve uzayın silahlanmasına karşı temel ve güvenilir garantiler sağlayan, dış uzaya silah yerleştirilmesinin önlenmesine ve uzay nesnelerine karşı güç kullanımı veya tehdidine ilişkin Rusya-Çin taslak anlaşmasına dayanan yasal olarak bağlayıcı çok taraflı bir belgeyi sonuçlandırmak için müzakerelerin erken başlatılması gereğini teyit ediyorlar.

Rusya ve Çin, uzaya silahı ilk yerleştiren olmama yönünde uluslararası bir girişim/siyasi taahhüt de dahil olmak üzere uygun şeffaflık ve güven artırıcı tedbirlerin de uzayda bir silahlanma yarışını önleme hedefine katkıda bulunabileceğini vurguluyorlar. Ancak bu tür önlemler uzay faaliyetlerini yöneten yasal olarak bağlayıcı geçerli düzenlemeyi tamamlamalı ve bunun yerine geçmemelidir.

Taraflar, Bakteriyolojik (Biyolojik) ve Zehirli Silahların Geliştirilmesinin, Üretilmesinin ve Stoklanmasının Yasaklanması ve Bunların İmha Edilmesine İlişkin Sözleşmenin (BWC) uluslararası barış ve güvenliğin temel bir direği olduğuna dair inançlarını yineliyorlar. Rusya ve Çin, Sözleşme’nin güvenilirliğini ve etkinliğini koruma konusundaki kararlılıklarının altını çiziyorlar.

Taraflar, BWC’yi kurumsallaştırarak, mekanizmalarını güçlendirerek ve etkili bir doğrulama mekanizmasıyla Sözleşme’ye yasal olarak bağlayıcı bir Protokolü kabul ederek ve ayrıca herhangi bir konunun ele alınmasında düzenli istişare ve işbirliği yoluyla da dahil olmak üzere Sözleşmenin uygulanması ile ilgili BWC’ye tam olarak saygı gösterilmesi ve daha da güçlendirilmesi gereğini teyit ediyorlar.

Taraflar, Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri tarafından yürütülen yerli ve yabancı biyolojik silah faaliyetlerinin, BWC’ye uyum konusunda uluslararası toplum açısından ciddi endişeler ve sorular yarattığını vurguluyor. Taraflar, bu tür faaliyetlerin Rusya Federasyonu ve Çin’in ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturduğu ve ilgili bölgelerin güvenliğine zarar verdiği görüşündedir. Taraflar, ABD ve müttefiklerini, denizaşırı ülkelerde ve kendi ulusal topraklarında yürütülen askerî biyolojik faaliyetleri hakkında uygun şekilde rapor vererek ve etkili bir doğrulama mekanizmasıyla yasal olarak bağlayıcı bir BWC Protokolü müzakerelerinin yeniden başlatılmasını destekleyerek açık, şeffaf ve sorumlu bir şekilde hareket etmeye çağırıyor.

Taraflar, kimyasal silahlardan arındırılmış bir dünya hedefine olan bağlılıklarını yeniden teyit ederek Kimyasal Silahlar Sözleşmesinin tüm taraflarını, Sözleşmenin güvenilirliğini ve etkinliğini korumak için birlikte çalışmaya çağırıyor. Rusya ve Çin, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün siyasallaşmasından derin endişe duyuyor ve tüm üyelerini dayanışma ve işbirliğini güçlendirmeye, rızaya dayalı karar alma geleneğini korumaya çağırıyor. Rusya ve Çin, kimyasal silahları yok etme sürecini henüz tamamlamamış olan Sözleşmeye Taraf tek devlet olarak ABD’nin kimyasal silah stoklarının ortadan kaldırılmasını hızlandırmasında ısrar ediyor. Taraflar, ileri teknoloji ve ilgili malzeme ve teçhizatın barışçıl amaçlarla kullanımında devletlerin nükleer silahların yayılmasını önleme yükümlülükleri ile meşru uluslararası işbirliğinin çıkarları arasında denge kurmanın önemini vurguluyorlar. Taraflar, Çin’in inisiyatifiyle ve Rusya’nın ortak sponsorluğunda BM Genel Kurulu’nun 76. oturumunda kabul edilen “Uluslararası Güvenlik Bağlamında Barışçıl Kullanımlara İlişkin Uluslararası İşbirliğinin Teşvik Edilmesi” başlıklı karara işaret ediyor ve bu kararın burada belirtilen hedeflerle tutarlı bir şekilde uygulanmasını sabırsızlıkla bekliyorlar.

Taraflar, yapay zekâ alanında yönetişim konularına büyük önem veriyor. Taraflar, yapay zekâ konusunda diyalog ve temasları güçlendirmeye hazırlar.

Taraflar, uluslararası bilgi güvenliği alanında işbirliğini derinleştirmeye ve açık, güvenli, sürdürülebilir, erişilebilir bir Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) ortamı oluşturmaya katkıda bulunmaya hazır olduklarını yineliyorlar. Taraflar, kuvvet kullanmama, ulusal egemenliğe ve temel insan hak ve özgürlüklerine saygı, BM Şartı’nda yer alan diğer devletlerin içişlerine karışmama ilkelerinin bilgi alanına uygulanabilir olduğunu vurguluyorlar. Rusya ve Çin, uluslararası bilgi güvenliğine yönelik tehditlere yanıt vermede BM’nin kilit rolünü yeniden teyit ediyorlar ve bu alanda devletlerin yeni davranış normlarının geliştirilmesinde Örgüt’e desteklerini ifade ediyorlar.

Taraflar, uluslararası bilgi güvenliğine ilişkin küresel müzakere sürecinin tek bir mekanizma içinde uygulanmasını memnuniyetle karşılıyor ve bu bağlamda BM Açık Uçlu Çalışma Grubu OEWG’nin, Bilgi ve İletişim Teknolojileri BİT’in 2021–2025 güvenliği ve kullanımı konusundaki çalışmalarını destekliyor ve içerisinde kendilerini tek bir sesle ifade etme isteklerini ifade ediyorlar. Taraflar, uluslararası toplumun, yasal olanlar da dahil olmak üzere devletlerin yeni sorumlu davranış normları ve ayrıca devletlerin BİT alanındaki faaliyetlerini düzenleyen evrensel bir uluslararası yasal belge geliştirme çabalarını pekiştirmenin gerekli olduğunu düşünüyor. Taraflar, Çin tarafının önerdiği ve prensipte Rus tarafının desteklediği Veri Güvenliği Küresel Girişiminin, veri güvenliği tehditlerine ve uluslararası bilgi güvenliğine yönelik diğer tehditlere ilişkin yanıtları tartışması ve detaylandırması konusunda Çalışma Grubu için bir temel oluşturduğuna inanıyor.

Taraflar, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 74/247 ve 75/282 sayılı kararlarına desteklerini yineliyor, ilgili “Özel Amaçlı” Hükümet Uzmanları Komitesi’nin çalışmalarını destekliyor, bilgi ve iletişim teknolojilerinin suç amaçlı kullanımına karşı mücadele konusunda uluslararası bir sözleşmenin hazırlanması için Birleşmiş Milletler bünyesindeki müzakereleri destekliyorlar. Taraflar, güvenilir, evrensel ve kapsamlı bir sözleşme üzerinde mümkün olan en kısa sürede anlaşmak için tüm tarafların müzakerelere yapıcı katılımını teşvik ediyor ve 75/282 sayılı karara tam olarak uygun şekilde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 78. oturumuna sunuyorlar. Bu amaçlar doğrultusunda, Rusya ve Çin, müzakerelere temel oluşturacak ortak bir sözleşme taslağı sunmuştur.

Taraflar, internet yönetişiminin uluslararasılaşmasını destekliyor, yönetişim için eşit hakları savunuyor, internetin ulusal faaliyet alanlarını düzenleme ve güvenliklerini sağlama konusundaki egemenlik haklarını sınırlama girişimlerinin kabul edilemez olduğuna inanıyor, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin bu sorunları ele alması için bu sürece daha fazla katılımına önem veriyorlar.

Taraflar, ilgili 2015 hükümetlerarası anlaşma temelinde uluslararası bilgi güvenliğinde ikili işbirliğini derinleştirmeyi amaçlıyor. Bu amaçla, taraflar yakın gelecekte bu alanda Rusya ve Çin arasında bir işbirliği planını kabul etme konusunda anlaşmışlardır.

IV

Taraflar, dünya güçleri ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olarak Rusya ve Çin’in ahlaki ilkelere sıkı sıkıya bağlı kalma ve sorumluluklarını kabul etme niyetinde olduklarının altını çizerek Birleşmiş Milletler’in uluslararası ilişkilerde merkezi koordinasyon rolüne sahip olduğu uluslararası sistemi, Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkeleri de dahil olmak üzere uluslararası hukuka dayalı dünya düzenini şiddetle destekliyor, çok kutupluluğu ilerletmeyi ve uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesini, birlikte daha refahlı, istikrarlı ve adil bir dünya yaratmayı, ortaklaşa uluslararası yeni türde ilişkiler kurulmasını teşvik ediyorlar.

Rus tarafı, uluslararası toplumun daha fazla dayanışmasını sağlamak ve ortak zorluklara yanıt verme çabalarını pekiştirmek için Çin tarafının önerdiği “İnsanlık için ortak kader topluluğu” inşa etme kavramının önemine dikkat çekiyor. Çin tarafı, Rus tarafının adil birçok kutuplu uluslararası ilişkiler sistemi kurmak için gösterdiği çabaların önemine dikkat çekiyor.

Taraflar, İkinci Dünya Savaşı’nın ve mevcut savaş sonrası dünya düzeninin sonuçlarını güçlü bir şekilde desteklemeyi, Birleşmiş Milletler’in otoritesini ve uluslararası ilişkilerde adaleti savunmayı, İkinci Dünya Savaşı tarihini inkâr etme, çarpıtma ve tahrif etme girişimlerine karşı koymayı amaçlıyor.

Taraflar, dünya savaşı trajedisinin tekrarını önlemek için, Nazi saldırganlarının, militarist işgalcilerin ve onların suç ortaklarının vahşetlerinin sorumluluğunu inkâr etmeyi, muzaffer ülkelerin onurunu lekelemeyi ve üstünü örtmeyi amaçlayan eylemleri şiddetle kınayacaklardır.

Taraflar, dünya güçleri arasında karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve karşılıklı yarar sağlayan işbirliği temelinde yeni tür ilişkiler kurulması çağrısında bulunuyor. Rusya ve Çin arasındaki yeni devletlerarası ilişkilerin Soğuk Savaş döneminin siyasi ve askerî ittifaklarından daha üstün olduğunu bir kez daha teyit ediyorlar. İki devlet arasındaki dostluğun sınırı yoktur, “yasak” işbirliği alanları yoktur, ikili stratejik işbirliğinin güçlendirilmesi ne üçüncü ülkelere yöneliktir, ne de değişen uluslararası çevreden ve üçüncü ülkelerdeki koşullardaki değişikliklerden etkilenir.

Taraflar, uluslararası toplumun bölünmesinin değil, konsolidasyonun gerekliliğini, çatışmanın değil işbirliğinin gerekliliğini yineliyorlar. Taraflar, uluslararası ilişkilerin, zayıfların güçlülerin eline düştüğü büyük güçler arasındaki çatışma durumuna dönmesine karşı çıkıyorlar. Taraflar, belirli uluslar veya ulus blokları tarafından özel olarak hazırlanan kuralların uluslararası hukukla uyumlu, evrensel olarak kabul edilmiş düzenleme ve mekanizmaların yerine ikame edilmesine yönelik girişimlere direnmeyi, uluslararası sorunların dolaylı olarak ve fikir birliği olmadan ele alınmasına karşı çıkmayı, güç politikalarına, zorbalığa, tek taraflı yaptırımlara ve yargı yetkisinin ülke sınırları dışında uygulanması ile ihracat kontrol politikalarının kötüye kullanılmasına karşı çıkmayı amaçlıyor ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları doğrultusunda ticaretin kolaylaştırılmasını destekliyorlar.

Taraflar, dış politika koordinasyonunu güçlendirme, gerçek çok taraflılığı sürdürme, çok taraflı platformlarda işbirliğini güçlendirme, ortak çıkarları savunma, uluslararası ve bölgesel güç dengesini destekleme, küresel yönetişimi iyileştirme niyetlerini yeniden teyit etti.

Taraflar, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) merkezi rolüne dayanan çok taraflı ticaret sistemini desteklemekte ve savunmakta, tek taraflı yaklaşımlara ve korumacılığa karşı çıkarak DTÖ reformunda aktif rol almaktadır. Taraflar, ortaklar arasındaki diyaloğu güçlendirmeye ve ortak endişe konusu olan ticari ve ekonomik konulardaki pozisyonları koordine etmeye, küresel ve bölgesel değer zincirlerinin sürdürülebilir ve istikrarlı işleyişine katkıda bulunmaya, uluslararası ticaret ve ekonomik kurallarda daha açık, kapsayıcı, şeffaf, ayrımcı olmayan bir adalet sistemini teşvik etmeye hazırlar.

Taraflar, uluslararası ekonomik işbirliği konularını ve krizle mücadele tedbirlerini tartışmak için önemli bir forum olarak G20 formatını desteklemekte, G20 içinde güçlenen dayanışma ve işbirliği ruhunu ortaklaşa teşvik etmekte, salgın hastalıklara karşı uluslararası mücadele, dünya ekonomisinin toparlanması, kapsayıcı sürdürülebilir kalkınma, küresel sorunları toplu olarak ele almak için küresel ekonomik yönetişim sisteminin adil ve rasyonel bir şekilde iyileştirilmesi gibi alanlarda birliğin öncü rolünü desteklemektedir.

Taraflar, BRICS içindeki derinleştirilmiş stratejik ortaklığı destekliyor, üç ana alanda genişletilmiş işbirliğini teşvik ediyor: Siyaset ve güvenlik, ekonomi ve finans ile insani değişim. Özellikle Rusya ve Çin, yapay zekâ teknolojileri de dahil olmak üzere halk sağlığı, dijital ekonomi, bilim, inovasyon ve teknoloji alanlarında etkileşimin yanı sıra uluslararası platformlarda BRICS ülkeleri arasındaki artan koordinasyonu teşvik etmeyi amaçlıyor. Taraflar, bölgesel entegrasyon dernekleri ve gelişmekte olan ülkelerin örgütleri ve yükselen pazarlara sahip devletler ile etkili bir diyalog mekanizması olarak BRICS Artı/Yardımlaşma formatını daha da güçlendirmeye çalışıyorlar.

Rus tarafı, 2022’de birliğe başkanlık eden Çin tarafını tam olarak destekleyecek ve 14. BRICS zirvesinin verimli bir şekilde düzenlenmesine yardımcı olacaktır.

Rusya ve Çin, Şanghay İşbirliği Örgütü’nü (ŞİÖ) kapsamlı bir şekilde güçlendirmeyi ve evrensel olarak kabul edilen uluslararası hukuk, çok taraflılık, eşit, ortak, bölünmez, kapsamlı ve sürdürülebilir güvenlik ilkelerine dayanan çok merkezli bir dünya düzenini şekillendirmedeki rolünü daha da geliştirmeyi amaçlıyor.

Taraflar, ŞİÖ üye devletlerinin güvenliğine yönelik zorluklara ve tehditlere karşı koymak için geliştirilmiş mekanizmalara ilişkin anlaşmaları tutarlı bir şekilde uygulamanın önemli olduğunu düşünüyorlar ve bu görevin ele alınması bağlamında, ŞİÖ Bölgesel Terörle Mücadele Yapısının genişletilmiş işlevselliğini savunuyorlar.

Taraflar, ticaret, imalat, ulaştırma, enerji, finans, yatırım, tarım, gümrük, telekomünikasyon, yenilikçilik ve diğer ortak çıkar alanlarında gelişmiş, kaynak tasarruflu, enerji verimli ve “yeşil” teknolojilerin kullanımı dahil, ŞİÖ üye devletleri arasındaki ekonomik etkileşime yeni bir nitelik ve dinamikler kazandırmaya katkıda bulunacaktır.

Taraflar, Şanghay İşbirliği Örgütü üye devletlerinin uluslararası bilgi güvenliği alanında işbirliğine ilişkin 2009 Anlaşması kapsamında ŞİÖ içinde ve ayrıca özel amaçlı Uzmanlar Grubu içinde verimli etkileşime dikkat çekiyor. Bu bağlamda, 17 Eylül 2021 tarihinde Duşanbe’de ŞİÖ Üye Devletleri Devlet Başkanları Konseyi tarafından 2022-2023 için Uluslararası Bilgi Güvenliğinin Sağlanmasına İlişkin ŞİÖ Ortak Eylem Planı’nın kabul edilmesini memnuniyetle karşılıyorlar.

Rusya ve Çin, ŞİÖ’nün ilerleyen gelişimi için kültürel ve insani işbirliğinin giderek artan öneminden hareket etmektedir. ŞİÖ üye devletlerinin halkları arasındaki karşılıklı anlayışı güçlendirmek için kültürel bağlar, eğitim, bilim ve teknoloji, sağlık, çevre koruma, turizm, insandan insana temaslar, spor gibi alanlarda etkileşimi etkin bir şekilde geliştirmeye devam edeceklerdir.

Rusya ve Çin, Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik konularda çok taraflı diyalog için lider platform olarak Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü APEC’in rolünü güçlendirmek için çalışmaya devam edecekler. Taraflar, bölgede özgür, açık, adil, ayrımcı olmayan, şeffaf ve öngörülebilir bir ticaret ve yatırım ortamı yaratmaya odaklanarak “2040 yılına kadar APEC’in geliştirilmesine yönelik Putrajaya yönergelerini” başarıyla uygulamak için koordineli eylemi hızlandırmayı planlıyorlar. Yeni koronavirüs enfeksiyonu salgınına karşı mücadele ve ekonomik toparlanma, çok çeşitli farklı yaşam alanlarının dijitalleştirilmesi, uzak bölgelerde ekonomik büyüme ve APEC ile benzer bir gündeme sahip diğer bölgesel çok taraflı birlikler arasında etkileşimin kurulmasına özel önem verilecektir.

Taraflar, “Rusya-Hindistan-Çin” formatı dahilinde işbirliğini geliştirmenin yanı sıra Doğu Asya Zirvesi, Güneydoğu Asya Ulusları Birliği ASEAN Bölgesel Güvenlik Forumu, ASEAN Üye Devletlerinin Savunma Bakanları Toplantısı ve Diyalog Ortakları gibi mekânlarda etkileşimi güçlendirmeyi amaçlıyor. Rusya ve Çin, ASEAN’ın Doğu Asya’da işbirliğini geliştirmedeki merkezi rolünü destekliyor, ASEAN ile derinleştirilmiş işbirliği konusunda koordinasyonu artırmaya devam ediyor ve halk sağlığı, sürdürülebilir kalkınma, terörle mücadele ve ulusötesi suçla mücadele alanlarında ortaklaşa işbirliğini teşvik ediyor. Taraflar, bölgesel mimarinin kilit bir unsuru olarak ASEAN’ın güçlendirilmiş rolü doğrultusunda çalışmaya devam etmeyi planlıyor.

Paylaş