Koşun, koşun duydunuz mu?
Şairi vurdular.
Caddenin ortasında uzanmış yatıyor şimdi.
Size diyorum duydunuz mu? Şairi vurdular.
Sobanın ısıttığı grev çadırında,
Okumuşlar şiirlerini.
İşçilerin çatlak çatlakmış sesi.
Çocuğuna sarılır gibi,
Sevgilisini okşar gibi,
Geride kalanlarla,
Toprağa düşenlerle vedalaşır gibi okumuşlar.
Talihlerine söver gibi,
Kederli yumruklarını göğe kaldırır gibi okumuşlar.
İşçi semtlerine, varoşlara yayılmış,
Duvarlara yazılmış dizeleri.
Hıçkıra hıçkıra,
Bağıra bağıra okumuşlar.
Yeter artık demişler, bitsin artık…
Duydunuz mu? Koşun, şairi vurdular işte.
Ölesiye korkmuşlar o dizelerden.
Savaş istemiyoruz diyormuş.
Artık aç yatmak istemiyoruz.
Çocuklarımız ölmesin istiyoruz diyormuş.
Vurmakla tükenmeyince şiirler,
Şairi öldürmeli demişler.
Duydunuz mu? Hadi koşun artık.
Şairi vurdular.
Bir şair kanıyorsa, hepimiz vurulmuşuz demektir.
Böyle söylemişti şair.
Mürekkebim kanım kadar demişti.
Mutlaka kazanacağız dediği gibi.
Hadi koşun, koşun artık. Duydunuz mu?
Şairi vurdular…