SHAHNAZ AGHAYEVA İLE SÖYLEŞİ:

YASEMİN ERTÜKEL

Toplumu resimleriyle kadının gözünden irdeleyen, kadını toplumsal kurtuluşa davet eden Shahnaz Aghayeva ile kendisi ve eserleri üzerine söyleşimizi sizlere sunuyoruz.

Ressam Shahnaz Aghayeva, kendisine biçilen toplumsal rolleri kabul etmeyerek azmi sayesinde Azerbaycan Devlet Sanat Akademisinde 2002 yılında eğitimine başlamış. 2010 yılında yüksek lisansını tamamlayan sanatçının ilham kaynağı kadın ve doğa.

Shahnaz sanatında toplumsal cinsiyet ilişkileri ve insan psikolojisi üzerine yoğunlaşıyor. Sanatçı kadın tasvirleriyle dikkat çekiyor. Eserlerinde ilk olarak toplumun kadına yüklediği sorumluluklarla kamburlaşan kadınlar karşımıza çıkıyor. Bu kadınlar aynı zamanda da kırmızı topuklu ayakkabılarının üstünde taşıdıkları su dolu kovalarla bize tüm zorlukları ve mutluluklarıyla hayatı taşıyor adeta.

KADINLAR KOVALAR KIRMIZI PABUÇLAR

Kendinizden bahseder misiniz?

Hangi benden bahsetmeye başlasam ki?

Bir tarafta yuvarlak sınırları olan ben, diğer tarafta ise sanata ya da kadına, kadının toplumdaki yerine karşı bir saldırı olursa hemen savunmaya geçen ben var.

Tabii ki özel hayatım, sanat yaşamıma sağlam bir temel oluşturmuş. Birbiriyle daima temas hâlindeler. Hayatta yaşadığım zorluklar eserlerimin esin kaynağı oldu.

Toplumda maalesef benzeri zorluklarla mücadele eden çok sayıda kadın var ve benim yaratıcılığımı bu yönde geliştirmem bir seçenek olmadı, olamazdı. Bu da doğal olarak benim toplumdaki yerimi ve misyonumu oluşturdu.

Hangi sanatsal uygulamalarla kendinizi daha iyi ifade ettiğinizi düşünüyorsunuz?

İlk kez müzeye gittiğimde onbir yaşındaydım ve o zaman sanatın dokunulmaz olduğunu öğrendim. Açıkcası bu beni çok şaşırtmıştı çünkü hâliyle hoşlandığı ve sevdiği her şeye dokunmak ister insan. Sanatı dokunulabilir yapmak fikri beni farklı sanatsal uygulamalara yönlendirdi. Zaman zaman interaktif enstalasyon ve performanslar yaptım. Yani bir bakıma sadece dokunmak değil, hem de sanatın bir parçası olma seçeneğini sundum seyirciye. Modern sanat buna izin veriyor. Böylece daha çok insana ulaşarak onların da sanatıma dokunmalarını sağlayabiliyorum.

Son zamanlarda kağıt üzerine kumaş ya da kâğıdın üzerine dikişler deniyorum. Aslında kağıda dokunulmaz, en basitinden elin yağı kağıdı çok çabuk bozar. Ama benim 500 sene yaşamak gibi bir amacım yok. Yaşadığım sürece, topluma katkıda bulunabilmem bana yeterlidir.

Neden sanat?

Ben seçmedim sanatı, o beni seçti. Sanat dışında hiçbir uğraş beni mutlu etmedi. Sürdürebildiğim tek şey sanat oldu, sanatla kendimi daha iyi ifade edebildim.

Kimi zaman geleneksel sanat, kimi zaman modern sanatla kendimi ifade etmeye çalışıyorum. Birbirlerini tamamlayabiliyorlar çünkü. Eserlerimde bunu görebilirsiniz.

Sanatın sözünü bağırmadan sakince söyleyebilmesi aslında karakterimi yansıtan en iyi yönü. Çünkü problemi çözme şeklini belirleyen esas şart probleme doğru yaklaşım şeklidir. Pasif aktivist olarak daha çok şey yapabileceğime inanıyorum.

KADINLAR KOVALAR KIRMIZI PABUÇLAR

Resimlerinizde sık kullandığınız bir öğe de kırmızı pabuçlar. Kırmızı pabuçlar hangi yolda yürüyor?

Pabuçlar hem renginden, hem de formundan dolayı önemli bir sembol. Kırmızı rengin yaratılışın ve sonun simgesi olan toprakla tanımlanması ve bu yüzden de cesaret simgesi olması kadınlarımızı biraz da mücadele eden güçlü bireyler olma zorunluluğuna iten durumu anlatıyor.

Aslında yaptıklarımın asıl amacı kadınlara kadınları anlatmak. Yani bir nevi, kadın olmak demek, herkesi anlayabilen olmak demek. Tarihe göz atarsak eğer ataerkil toplumda kadınların öneminin hasar görmesinde kadınların da rolü az değil. Bu problemler günümüzde hâlâ güncelliğini korumakta. Eserlerim bu bakımdan kadınların kendilerine ayna tutma rolünü üstlenmekte.

KADINLAR KOVALAR KIRMIZI PABUÇLAR

Sanatçılar toplumsal ilerlemede her zaman yol gösterici bir rol üstlenmiştir. Sizin bu konudaki duruşunuzu merak ediyorum.

Topluma bir şey katmak benim yaşam amacım. Mecbur değilim ama katkıda bulunmam gerektiğini düşünüyorum. Ve bunu sanatımla yapabiliyorsam yapmalıyım.

Toplumdaki kadınların birbirlerine daha duyarlı olması hedefim. Kadın dayanışması toplumu ileri götürecektir. Bunun için birbirimize karşı daha sabırlı, saygılı ve duyarlı olmalıyız. Toplumda ne kadar mutlu kadın olursa o kadar güzel bir gezegenimiz olur.

Paylaş