TİMUR FOMENKO
ÇEVİRMEN: FATMA ŞENDEN ZIRHLI
Ukrayna’dan İsrail’e ve Çin’e kadar geçen yıl yaşanan kaos,
Amerika’nın dünyanın dizginlerini elinde tuttuğunu gösterdi
2023 yılının sonuna gelirken küresel çalkantı, altüst oluş ve belirsizlikle dolu bir 12 ayı daha geride bırakıyoruz. Bir yandan Ukrayna savaşı gibi çatışmalar devam ederken Ortadoğunun Gazze bölgesinde İsrail ile Hamas arasında geniş çaplı bir savaş daha çıktı. Çin ile Batı arasındaki gerilim kaynama noktasına ulaştıktan sonra düşse de hâlâ aynı jeopolitik çerçevede kalıyor ve öngörülemeyen bir anda kolayca patlayabilir.
Bu nedenle geçen yıl, şüphesiz, Birinci Dünya Savaşına yol açan dönemden bu yana küresel çalkantıların en sert dönemlerinden biri oldu. Tarihsel paralellikler tedirginliğe yol açıyor. Tek kutuplu siyasi düzen, yeni rakip güçlerin ortaya çıkmasıyla parçalanırken dünya, bölgesel çatışmaların patlak verdiği, geniş çapta nüfuz mücadelelerinin yer aldığı, silahlanma yarışlarının hızlandığı ve ticaretin silah olarak kullanıldığı bir güvenlik ikilemine sürüklendi. 2022’den itibaren bu durum yeni ve daha az güvenli bir dönemin başlangıcı oldu.
Tek kutupluluğun çöküşü
Tek kutuplu siyasi düzen, bir gücün geri kalan her güç üzerinde özel tahakküme veya hegemonyaya sahip olduğu, dolayısıyla, sistemin kurallarını ve sonuçlarını kendi amaçları, çıkarları doğrultusunda şekillendirmede özgür olduğu bir sistemdir. ABD, Soğuk Savaşta Sovyetler Birliğini yendiğinde tartışmasız bir küresel egemen hâline geldi. Bu statüsünü kültürel, ekonomik, politik ve askerî etkisiyle tüm dünyaya nüfuz etmek için kullanarak “Yeni Amerikan Yüzyılı” olarak tanımladığı durumu şekillendirmeyi hedefledi. Bu amaçla ABD, dünyanın her yerinde dizginsiz askerî maceralara girişti.
Benzer şekilde, daha önceki tek kutuplu düzen, Britanya İmparatorluğunun, tek rakibi olan Napolyon’un Fransasını yenilgiye uğratmasının ardından, Fransa’nın küçük ortak olduğu ve kendisinin küresel egemen hâline geldiği “Pax Britannia” olarak biliniyordu. Ancak her iki durumda da, bu tek kutuplu dönemlerin “zirveleri”, yeni rakipler ortaya çıkana kadar yalnızca birkaç on yıl sürdü; bu da dünyayı, çok sayıda büyük gücün nüfuz için rekabet ettiği ve çoğu zaman yıkıcı sonuçlar doğuran çok kutuplu bir sisteme dönüştürdü. Britanya İmparatorluğunun hâkimiyetine, 19. yüzyılın sonunda ortaya çıkan ve daha sonra I. ve II. Dünya Savaşlarının yolunu açan üç yeni imparatorluk olan Almanya, Japonya ve İtalya İmparatorluklarının yükselişiyle meydan okundu.
Yeni ve tehlikeli dönem
Aynı şekilde, 2010’lu yıllarda Rusya’nın yeniden canlanması ve Çin’in yükselişiyle ABD’nin tek kutupluluğu zayıflamaya başladı. 2018-2023 yılları, ABD’nin bu iki gücü çevrelemek ve tüm gezegen üzerindeki hâkimiyetini sürdürmek amacıyla dış politikasını her iki güce karşı koymak üzere yönlendirdiği yeni bir jeopolitik çalkantı ve mücadele dönemi açısından son derece önemli oldu. Elbette hiçbir hegemonya kavgasız yıkılmaz. Britanya, her iki Dünya Savaşını da tam olarak bu nedenle yürüttü. Ancak o kadar bitkin düştü ki, bayrağı ABD’ye devretmek zorunda kaldı. Benzer şekilde, günümüzde de Amerika kavgasız yıkılmayacak.
İşte bu nedenle, 2023 yılı son derece önemlidir. Birincisi, ABD’nin Rusya’nın stratejik alanına saldırmayı ve NATO ile çevreleyerek Moskova’yı stratejik bir yenilgiye uğratmayı amaçladığı Ukrayna’daki savaş devam etti. Ancak, Rusya 2022’de başta gerilemelere maruz kalırken 2023’te Ukrayna’nın medyadaki yoğun abartıya rağmen herhangi bir ilerleme kaydedemediği görüldü. Batı, kazanılamaz bir çatışmada Kiev’i desteklemeye devam etme yönündeki siyasi iradesini kaybederken savaş Kiev’in aleyhine dönmeye başladı. Bu durum nihayetinde Avrupa’nın gelecekteki güvenlik mimarisini şekillendirecek ve Rusya şimdi Kiev’deki aşırı sağcı kukla devleti tam bir yenilgiye uğratmaya çalışacak.
31 Aralık 2023