İşçilerin, emekçilerin içinde bulunduğu kriz derinleşiyor. Bunun sonucu olarak bütün ülkede işsizlik, yoksulluk ve pahalılık yaygınlaşıyor. Enerji fiyatlarından gıda fiyatlarına, barınma giderlerinden eğitime, sağlıktan sosyal güvenliğe, her alanda işçilerin üzerindeki yük ağırlaşıyor. Geçim derdinin çözülmesi işçilerin en yakıcı sorunu olarak önümüzde duruyor.

İşçiler ve işçi örgütleri sendikalar normalde, geçim derdinin daha az yakıcı olduğu dönemlerde temelde sendikalarda siyaset yapma alanlarını genişletmeyi ve sosyal haklar için daha ısrarlı mücadeleyi önlerine koyabiliyorlar. Ancak, içinde bulunduğumuz süreçte işçilerin temel mücadele alanlarından biri ya mevcut toplu sözleşmeye ek olarak ücret artışları talep etmek ya da yeni toplu sözleşme süreçlerinde hızla yükselen enflasyonda ezilmeyecek bir ücret talep etmek olarak önümüzde duruyor.

İŞÇİNİN GEÇİNİLEBİLECEK ÜCRET MÜCADELESİ

Elbette işçi sınıfının ana gündemi olan örgütlenme, işçi sınıfının bu topraklarda ortaya çıkışından bu yana temel mesele olarak sendikaların önünde duruyor. Yuvarlak rakamla resmî istatistiklere göre işçi sınıfının yüzde 15’ini dahi bulmayan örgütlenme oranının artırılması bütün sendikaların, işçi sınıfının ve işçi sınıfı dostlarının gündeminde.
Son dönemde örgütlenmeye çalışan Termokar işçilerinden Conta Elastik işçilerine, Konveyör A.Ş. işçilerinden Enerya Gaz işçilerine birçok sektörde ve fabrikada işçiler örgütlenmeye, bir arada durmaya, sermaye karşısında daha güçlü olmaya yönelik adımlar attı. Örgütlenmeye yönelik bu adımlarının meyvelerini de elbette ileride toplayacaklar.

İŞÇİNİN GEÇİNİLEBİLECEK ÜCRET MÜCADELESİ

Pahalılığa karşı ücretlerin yükseltilmesi
Ancak, bugün Türkiye işçi sınıfının ve sendikal hareketinin harekete geçme dinamiklerinden biri olarak sefalet ücretlerinin yükseltilmesi, yüksek enflasyon karşısında kuşa dönen ücretlere talep edilen ek zamlar bulunuyor. Buradaki ana meselelerden biri işçinin artık mevcut ekonomik koşullarda temel yaşamsal ihtiyaçlarını giderme, ailesi ile birlikte dengeli ve sağlıklı beslenecek temel gıda maddelerine erişme imkânının her geçen gün sınırlanması olarak karşımıza çıkıyor.

Yol gösterici iki direniş
İşte bu çerçevede, eriyen ücretlerin insanca yaşanabilir bir düzeye çıkarılmasına yönelik, Petrol-İş Sendikasında örgütlü iki önemli işyerinde büyük eylemler yapıldı. Mevcut toplu sözleşme koşullarına ek olarak işçilerin her geçen gün artan enflasyondan kaynaklı talep ettikleri ücret artışı işçilerin istediklerinde, birlikte hareket ettiklerinde ve kararlı bir duruş sergilediklerinde mevcut toplu sözleşmelerinin ötesinde haklar alabileceklerini, yaşam koşullarını daha da iyileştirebileceklerini gözler önüne serdi. Bu, öyle ya da böyle her işyerinde işçinin örgütlülüğü, işyerindeki gücü ve iradesi çerçevesinde yapılabileceklerin sınırını da göstermiş oldu. Aslında yapılabileceklerin sınırını belirli bir işyerinde veya işletmedeki sendikal örgütlülüğü/işçilerin birliği ve iradesi olarak ortaya koymuş oldu. Yani işin özü işçi, kısaca sınır biziz, kendimiziz demiş oldu.

İŞÇİNİN GEÇİNİLEBİLECEK ÜCRET MÜCADELESİ

Bu işçi eylemlerinin ilki Petrol-İş Sendikasının 2013 yılından bu yana örgütlü olduğu İzmir Çiğli ve Menemen’de iki fabrikası bulunan Amerikan şirketi TPI Kompozit’ti. Şirket rüzgâr enerjisi üretiminde kullanılan kompozit rüzgâr kanadı üretiyor. İki fabrikada sendika üyesi toplam 3.600 işçi bulunuyor. Yüksek enflasyon karşısında sürekli eriyen ücretleri yetersiz bulan işçiler, ücretlerin artırılması talebi ile 6 Temmuz 2022 tarihinde direnişe başladılar. İşçilerin insan onuruna yakışır bir ücret direnişi 16 gün sürdü. Sermayeye karşı verilen bu mücadele sonunda 22 Temmuz’da işçilerin ücretlerine yüzde 30 oranında zam yapıldı. İşçiler bu direnişle ücretlerinde artış yapılmasını ve diğer çalışma koşulları ile ilgili taleplerini patrona kabul ettirdiler. Bu ücret artışı daha önce yapılan toplu sözleşmenin dışında ilave bir ücret artışı olarak işçi ücretlerine yansıtılacak.

Bu işyerlerine diğer örnek ise yine Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Düzce ve Manisa’da iki fabrikası bulunan Standart profil firmasında toplam 2.500 civarında işçi çalışıyor. Otomotiv sanayiine plastik-kauçuk parça üretimi yapan firmanın iki fabrikasında örgütlü Petrol-İş Sendikası üyeleri 5 Ağustos 2022’de yüksek enflasyon karşısında eriyen ücretlerin artırılması için eyleme çıktı. Kendilerini fabrikaya kapatan, fabrika içinde yürüyüşler düzenleyen ve üretimden gelen güçlerini kullanan işçiler 5 günlük bir mücadele sonrası 10 Ağustos’ta ücretlerine yaklaşık yüzde 30 civarı zam aldılar. Günler süren direniş işçinin kazanımı ile sonuçlandı.

Sonuç olarak
Bu iki direniş ve kazanım, bu dönem örgütlü işçi hareketi açısından önemli. Çünkü iki direnişin ortak özelliği işçilerin artan enflasyon karşısında, mevcut sözleşmenin dışına çıkarak insan onuruna yakışır yaşayabilecek bir ücret talep etmeleriydi.

Bu iki direniş, işçi sınıfının talepleri doğrultusunda birlik olduğunda ve kararlı bir şekilde talepleri için mücadele ettiğinde mevcut sözleşmeleri değiştireceğini ve kendi lehine geliştireceğini göstermesi bakımından da yol gösteriyor.

İŞÇİNİN GEÇİNİLEBİLECEK ÜCRET MÜCADELESİ
Paylaş